29 Kasım 2011 Salı

ESKİ ERZURUM EVLERİ

ERZURUM EVLERİ

Photograpyh █║ © zekituncer ©

Erzurum kenti, ipekyolu üzerinde bulunması nedeniyle tarih boyunca doğu ile batı arasında önemli bir köprü görevi üstlenmiştir. Selçuklular ve Osmanlılar döneminde Doğu’nun en gözde kenti olma özelliğini Cumhuriyet Türkiyesi’nde sürdürmektedir.
Erzurum evleri, ataerkil büyük aile tipinin geçerli olduğu geleneksel kültürün ürünleridir. Büyük baba, büyük anne, baba, anne ve çocuklardan oluşan bu ailenin düzeni İslam dininin esaslarına göre kurulmuştur. Eskiden kadının görevi yalnızca ev işleriyle ilgilenmekti. Günün büyük bölümü tandır evlerinde yemek pişirmekten, dikiş, nakışa kadar çeşitli ev işlerini yapmakla geçirirler, çarşıda ve başka işlerde çalışan erkeklerini beklerler ve tüm aile bireyleri yemek yerlerdi.
Erzurum’da insanlar mahalle ölçeğinde çok iyi bir komşuluk ilişkisi içindeydiler. Bu ilişkiler çoğu kez mahalle sınırlarını aşabiliyordu. Birbirleriyle yardımlaşma, sevinç ve dertlerin paylaşılması, evlerdeki ve kahvelerdeki sohbetler, Anadolu kültürünün gelişmesinde büyük etkileri olmuştur.
Türkülerindeki duygu, sohbetlerdeki güzel sözler, töreler ve gelenekler tüm gücünü tarihinin derinliklerinden alarak kültür örneklerini sağlamaktadır. Ev kuran ustaların kültürü işte bu süreklilik içinde atadan, babadan bir sonraki kuşağa iletilmiştir.
Erzurum evlerindeki yapı sanatı kuşaktan kuşağa gelişerek sürdürülmüştür. Evlerin iklim koşullarının olumsuzluklarına göre biçimlenişi bu yöre mimarlığına ayrı bir özellik kazandırmıştır. Büyük boyutlu olan evler kalın kesme taş duvarlarla inşa edilirken belli aralıklarla yatay ahşap hatıllarla birbirine bağlanmıştır. Bu uygulama ağır taş yapımının deprem yüklerini karşılayabilmesi için yapılmıştır.
Yapılarda çeşitli taş cinsleri uygulanmıştır. Bunlardan koyu renkli bazalt türü karataş temellerde ve subasmalarında, hafif kalker cinsi olan boztaş ise binanın dış yüzeylerini oluşturan duvarlarda kullanılmaktaydı. Kırmızı ve pembeye çalan kamber taşına bazı varlıklı ailelerin evlerinde rastlanmaktadır.
Ara duvarlarda tuğla malzemelerden yararlanılmıştır. Ancak taş ve ahşap kadar kullanım alanı yoktur. Ahşap ise taştan sonra en çok kullanılan yapı malzemesidir. Söğüt, kavak ve çam türlerinden başka ağaç cinslerine pek rastlanılmaz. Çıralı çam dayanıklı olduğundan taşıyıcı kirişlemelerde, pencere ve kapılarda, taş duvar içindeki ahşap hatıllarda kullanılmıştır.














































































































 
 Zeki Tuncer Photography



Taş duvarlar pencere ve kapı yanları dahil köşelerde kesme, orta kısımlarda ise moloz yığma sistemiyle inşa edilmişti. Bu genel uygulama dışında ayrıca zengin evlerinde tüm yüzeylerin kesme taşla oluşturulduğu örnekler vardır. İç duvarlar tuğlayla örüldüğünden bağlayıcı olarak kireç harç kullanılır. Bağdadi sistemle ara bölmeler yapıldığında ise iki bağdadi çıtaları arasında izolasyonu sağlamak üzere ot ya da saman doldurulur.
Damları genellikle düz olarak kurulur. Bu tür damlar oda ve avlu üstündeki örtü için uygulanır. Tandırevi üstü örtülürken, çatıda kare biçiminde bırakılan boşluk üzerine diyogenal bindirmelerle üst üste daralarak yerleştirilen ahşap kirişler yükseldikçe daralarak bir sekizgen piramid oluşturur. Bu örtü Erzurum evlerine özgü bir detaylamadır. Bir de Pasin örtü denen ve alınların örtülmesinde kullanılan iki yana eğimli basit bir örtü sistemi vardır. Bu örtülerin tümünde geçerli olmak üzere önce kirişleme üzerine söğüt dalları, sonra bunun üzerine toprak serilerek çatı tamamlanmış olur.
Erzurum evlerinin cephelerinde en önemli öğe ise çıkmalarıdır. Bazı örneklerde zemin kata tavan olan üst kat döşemesi, 40 ile 90 santimetre kadar dışarıya taşırarak verev çıkmalar yapılmıştır. Diğer bazı örneklerde ise tüm kat değil odaların bazıları sokağa taşırılmıştır.
Plan şemasındaki Erzurum evi karakterini zemin kattaki avluya Tandırevi çözümleri belirler. Giriş kapısından içeri geçildiğinde önce avluya ulaşılır. Buradan yandaki mekanlara, tandır evine ve üst katta divanhaneye geçilir.
Tandırevinin plan şeması kare, dikdörtgen ya da uzun  dikdörtgen olabilir
Bu sonuncu tandırevinin arkada olduğu durumlarda meydana gelir.
Tandırevi, oturma, dinlenme, yemek yeme gerekirse yatma gibi işlevlerin sürdürüldüğü çok amaçlı kullanılan bir mekandır. En küçükleri 5×6 metre boyutlarında olan bu mekanın genellikle kare ya da kareye yakın dikdörtgen olması, üzerine oluşturulacak kırlangıç çatı için kolaylık sağlamaktadır.
Odalar, dolap, sedir ve ocaklarıyla Anadolu’nın diğer yörelerindeki ilkelerin geçerli olduğu mekanlardır.
Sofa ise karasal iklimin oldukça küçülmüş ve işlevinin önemli bir bölümünü yitirmiş yalnızca geçit mekanı haline dönüşmüştür. Sofadaki günlük yaşamla ilgili işlev tandırevinde sürdürülmektedir.

Kaynak: Anadolu’da Ev ve İnsan – EMLAK BANKASI YAYINLARI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder